Bu Bir Vatandaş Eylemidir!

Konuya Duyarlı Türkiye'nin Her Köşesindeki Tüm Vatandaşlar Katılabilir.
EYLEME NASIL KATILABİLİRSİNİZ?
gdoyahayir.t@gmail.com adresine ileti gönderirseniz, size ulaşırız.

Biz Sokağa Çıktık!

GDO'ya Hayır tişörtlerini giyen herkesten fotoğraf bekliyoruz. Fotoğraf makinesi, cep telefonu ile çekilmiş fotoğraflarınızı gdoyahayir.t@gmail.com adresine gönderirseniz, blogta yayınlayabiliriz.

30 Mart 2010 Salı

Gazete Kadıköy GDO'ya HAYIR Sokak Eylemi'ni Haber Yaptı.

Tişörtünü giy, GDO'ya karşı çık

GDO'ya karşı sokağa çıktılar
Ayşen Eren ve Tülay Ararat adlı 2 sade vatandaş tarafından başlatılan 'GDO'lara hayır sokak eylemi', genetiği değiştirilmiş ürünlerin Türkiye'de yasaklanmasını sağlamayı hedefliyor. Eren ve Ararat, kamusal alanlarda 'Soframda, Tarlamda, Ülkemde GDO İstemiyorum. GDO’suz Beslenmek Hakkımız. GDO Ülkemden Defol!' yazılı tişörtlerler giyerek farkındalık yaratıyor.
"Dikkat! Bundan sonra yediğiniz her gıdaya dikkat! Simitçinin simidine, fırınların ekmeğine, pastanelerin pastalarına, tatlıcıların muhallebilerine, börekçilerin böreklerine dikkat! Bebeğinize yedirdiğiniz mamalara dikkat!". Bu sözler, Biyogüvenlik Yasa Tasarısı'nın TBMM'ne gelmesinin ardından, Aralık 2009'da Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar'a (GDO) savaş açan Ayşen Eren ve Tülay Ararat'a ait.
Bu iki duyarlı kadının, sade vatandaş hareketi olarak başlattığı "GDO'lara hayır sokak eylemi", Biyogüvenlik Yasası ile GDO’ların ülkemizde tümüyle yasaklanmasını ve GDO Yönetmeliği'nin de buna göre değiştirilmesini talebini içeriyor. Eren ve Ararat, bu eylemi şöyle anlatıyorlar:
"GDO Yönetmeliği ve Biyogüvenlik Yasa Tasarısı ile vatandaş olarak bilgimiz ve onayımız olmadan, GDO’lar besinlerimize katılıyor, sofralarımıza geliyor olacak.

GDO’lu ürünlerin etiketlenmesi, biz vatandaşları GDO’ları karşı korumayacak. GDO’lar alerji yaratırlar, vücuda zarar verirler, bağışıklık sistemini bozarlar, antibiyotiğe direnç oluştururlar, insan genetiğini etkileyebilirler, kanser ve kısırlığa neden olabilirler.


Bebekler, çocuklar, hamile kadınlar, yaşlısından gencine herkes GDO’ların yarattığı sağlık risklerine maruz kalacaklar" GDO'ların sadece sağlık riski taşımakla kalmayıp, tarımsal ve ekolojik yıkıma da yol açtıklarına dikkat çeken Eren ve Ararat, şu bilgileri veriyor:
"GDO, yerel tohum ve çeşitlerin kaybına neden oluyor. Çiftçilerin tohum saklama haklarını ellerinden alıp uluslararası şirketlerin tohum tekeline mecbur bırakıyor, doğayı genetik olarak kirletiyor, kısır tohumlar ile doğanın hasadını çalıyorlar.

Kimyasal ilaç ve suni gübre kullanımını artırıyor, toprağı fakirleştiriyor, daha fazla su tüketip, suyu kirletiyor. Ülke açısından da riskliler. Çünkü, biyogüvenliği yok ediyor; biyolojik silah olarak kullanılıyor; biyoçeşitliliğe zarar veriyor, gıda güvenliğini ortadan kaldırıyor, ülke tarımını uluslararası tohum şirketlerinin avuçlarının içine bırakıyorlar. GDO’ların serbest bırakılması ile halkın beslenmesi, ülkenin doğası, çiftçinin hasadı, uluslararası şirketlerin insafına bırakılıyor"
Ayşen Eren ve Tülay Ararat, tüm vatandaşları yediklerini sorgulamaları konusunda, "Tanıdığınız, güvendiğiniz üreticilerden beslenin, reklamlara inanmayın. Özellikle ambalajlı ürünlere dikkat edin. Ürünlerin raf ömrü uzar, sizinki kısalır" uyarısında bulunuyor.

ONLAR YÜRÜRKEN TİŞÖRTLERİ KONUŞUYOR

Peki Ayşen Eren ve Tülay Ararat, "GDO'lara hayır sokak eylemi"ni nasıl gerçekleştiriyor? Günlük hayatlarında, üzerlerinde "Soframda, Tarlamda, Ülkemde GDO İstemiyorum. GDO’suz Beslenmek Hakkımız. GDO Ülkemden Defol!" yazılı tişörtleri giyiyorlar.
Böylece onlar yürürken, tişörtleri konuşuyor. "Bu nedir?" diye soran herkese eylemi anlatıyor, onlarla fotoğraf çektiriyorlar. Zira bu eylemin imzası fotoğraflar. GDO’lar konusunda hassas olan milletvekillerine, belediye başkanlarına, gazetecilere, medyatik kişilere tişört göndererek, eyleme katılmaya davet ediyorlar.

Eren ile Ararat, bu eylem biçimiyle ilgili, "Seçtiğimiz yöntem, eylemin aynı anda Türkiye’nin her köşesinde yapılabilmesini, görünür olmasını, sürekli yapılmasını, konudan habersiz vatandaşların dikkatini çekmeyi, günlük hayatın bir parçası olarak kolaylıkla içselleştirilmesini sağlıyor.
Sade vatandaşın, çekinmeden rahatlıkla katılabileceği barışçıl bir eylem yapıyoruz"diyorlar. Eren ve Ararat'ın ilk destekçileri aileleri ve arkadaşları olmuş. Eyleme katılanlar, kendi ailelerine, akraba ve arkadaşlarına anlatıp, onları da katılmaya davet ediyor. Çember böylece giderek büyüyor.

İstanbul'da başlayan hareket şu an Ankara, Erdek, Kuşadası, Zonguldak, Bursa ve Cunda Adası'na kadar yayılmış durumda. "Sağlığımızı, ülkemizin topraklarını ve biyoçeşitliliğini tehdit eden GDO’lar konusunda yaptıklarımızın da yapmadıklarımızın da sorumlusu biz olacağız" diyen Eren Ararat, "Vatandaş olarak kamu vicdanı ile harekete geçip, bir şeyler yapmalıyız diyerek yola çıktık. Bu konuda kendini bizim gibi sorumlu hisseden herkesi, GDO’ya Hayır Sokak Eylemcisi olmaya davet ediyoruz" çağrısını yapıyor.

Siz de GDO'lara hayır sokak eylemine siz de katılmak isterseniz, detaylı bilgiyi "www.gdoyahayirsokakeylemi.blogspot.com" adresinden alabilirsiniz.
Gökçe UYGUN